İçeriğe atla

Diyabet İyileşir

Diyabet İyileşir
Ümit Aktaş
Ümit Aktaş|09.08.2016
Yaygın kanaatin aksine Tip 2 diyabet tam şifa ile tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Ömür boyu diyabet ilacı kullanmak zorunda değilsiniz. Oysa ‘uzmanlar’, diyabet hastalarını önce ilaçlara, ardından da insülin iğnelerine ömür boyu mahkûm etmeyi tercih ediyor.

Tip 2 Diyabet İyileşir!

Yaygın kanaatin aksine Tip 2 diyabet tam şifa ile tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Ömür boyu diyabet ilacı kullanmak zorunda değilsiniz. Oysa ‘uzmanlar’, diyabet hastalarını önce ilaçlara, ardından da insülin iğnelerine ömür boyu mahkûm etmeyi tercih ediyor. Hem de sadece beslenmenin düzenlenmesi ve egzersizle iyileşebilecek bir hastalık olmasına rağmen!

Geçenlerde bana başvuran bir hastam kimyasal tıbbın diyabet konusundaki tavrını son derece net bir şekilde ortaya koyuyor. “Yapılan tahlillerde şekerim normal kabul edilen değerin iki katı çıkınca hemen bir uzmana başvurdum. Kendisi tahlil sonuçlarıma bakıp, “İnsülin iğnesi kullanmanız gerekiyor” deyince hemen size geldim.”

Karşınızda 140 kilo olan bir hasta var, neden önce beslenmesini düzenlemesini, kilo vermesini, egzersiz yapmasını söylemiyorsunuz da hemen onu insülin iğnesi bağımlısı yapmaya soyunuyorsunuz?

Görüldüğü üzere kimyasal tıp doktorları bu hastaya sadece iki seçenek sunuyor: Ya ömür boyu şeker ilacı kullanacak ya da her gün kendisine insülin iğnesi yapacak! Üstelik iki seçenek de hastalığı ne tedavi ediyor, ne de ilerlemesini engelliyor…

Ders Kitapları Bile Yazıyor!

Tip 2 diyabet erişkin çağda ortaya çıkar ve bütün klasik tıp kitaplarında da yazıldığı gibi, en önemli nedeni beslenme bozukluğu ve obezitedir. Üstelik Tip 2 diyabet tam şifayla tedavi edilebilir! Yani Tip 2 diyabet hastaları ömürleri boyunca ilaç kullanmak zorunda değildir. Hatta bu hastaların insülinden kurtulmaları da mümkündür.

Bugünkü tıp uygulamalarına baktığımız zaman Tip 2 diyabet hastalarının bir türlü iyileştirilemediğini, ömür boyu ilaç kullanmaya mahkûm bırakıldığını görürüz. Tip 2 diyabet teşhisi konulan herkese hemen ilaçlar başlanır, tam buğdaylı ürünler içeren diyetler verilir. Diyabet hastalarına verilen bu bol tahıllı diyetler yanlıştır! Bu uygulamalar, hastanın diyabetini tedavi etmek yerine daha çok derinleştirir. Diyabet hastasının bol gluten içeren diyetlerle beslenmesi, diyabetin iyileşmesinin önüne geçer, hastalığın ilerlemesine sebep olur. Bu hastalar, doktorları tarafından önerilen diyetlere uymalarına ve ilaçlarını söylendiği gibi kullanmalarına rağmen, hastalıkları iyileşmez, diyabet daha çok ilerler, ayaklarında yaralar çıkar, böbrek yetmezliğine girerler, gözleri etkilenir ve diyabet hastalığının her türlü komplikasyonlarını yaşarlar.

Mantık Bunun Neresinde?

Elimizde diyabet hastalarını tam şifayla tedavi edebilen yöntemler varken, hastaları ömür boyu ilaca mahkûm etmek neden? Neden diyabet hastalığına yol açtığı aşikâr olan buğdaylı ürünleri bu hastalara vermeye devam ediyoruz?

Neden ders kitaplarında bile “Tip 2 diyabet beslenmenin düzenlenmesi ve hastanın kilo vermesinin sağlanmasıyla iyileşebilir” yazmasına rağmen, senelerce öğrencilerin kafasına diyabetin iyileşemeyeceği, diyabet hastasının ilaç kullanmak zorunda olduğu işleniyor?

Hasta açısından baktığınızda mantıksız ama ticari açıdan bakarsanız çok mantıklı bir hareket!

Hâlbuki hastanın beslenmesi düzenlense, kilo verse, egzersiz yapsa, buğdaydan uzak dursa, tedavisi fitoterapi ve ozonterapi ile desteklense, diyabet tam şifa ile iyileşecek. Fakat maalesef kimse bunlarla ilgilenmiyor. Tıp biliminin amacı hastalığı tedavi etmek değil miydi?

“Diyabet iyileşir” dediğim zaman yer yerinden oynuyor. “İnsülinle bile şekerini düşüremediğimiz hastalar var, fitoterapiyle nasıl iyileştireceksin?” diyen hekim arkadaşlarım var. Doğru, hastaların bir kısmında insülinle bile kan şekerini düşüremezsiniz. Ama bu hastalar tüm diyabet hastalarının sadece çok küçük bir kısmıdır. Tekrar ediyorum: Diyabet hastalarının %95’ini tam şifa ile iyileştirmek mümkündür!

Anti-Diyabet Yaşam Kılavuzu

1. Temel kuralımız doğal beslenme olmalıdır. Bütün işlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalısınız. Raf ömrü olan her gıda işlenmiş gıdadır. Bunlara gıda demeye bile dilim varmıyor. Bırakın besleyici olmayı, içleri kimyasal katkı maddeleri, boya maddeleri ile dolu bu sözüm ona ‘yiyecekler’ zarardan başka bir şey getirmez!

2. Tüm sebzeleri mevsiminde yemelisiniz. Mevsim dışında yedikleriniz sebze değil, tarım ilacı ve hormon deposudur.

3. Meyvelerin şeker içerdiğini unutmayın. Diyabet hastaları çok çok az meyve yemelidir. Seçiminizi elma gibi düşük oranda şeker içeren, yani glisemik indeksi düşük meyvelerden yana yapın. Meyve sularından ise kesinlikle uzak durmalısınız.

4. Bugünün genetiği değiştirilmiş buğdayı, gluten intoleransına ve diyabete neden olur. Bu yüzden, her türlü ekmek (beyaz, kepekli, tam buğday, yufka, lavaş, köy ekmeği), un, bulgur, makarna, erişte, şehriye ve hatta ev tarhanasından bile uzak durulmalı, bir lokma bile yenmemelidir.

5. Yulaf, arpa ve çavdar da gluten içerirler, doğal olarak bunlar da yasak.

6. Marketlerde “glutensiz” adı altında satılan tüm ürünler nişastadan üretilir. Bunların glisemik indeksi, şekerin neredeyse iki katıdır ve bunlar da asla tüketilmemelidir.

7. Hazır mayalı gıdalar yasak. Hazır maya insan vücudunda sindirilemez ve gıda intoleransına neden olur. Evde kullandığınız yaş maya, kuru maya, fırıncı mayası, pastane mayasından uzak durun.

8. Eğer dozu kaçırırsanız meyvenin içindeki şekerin bile zararlı olabileceğini artık biliyorsunuz. Baklavada, pastane ürünlerinde kullanılan ya da çayınıza kattığınızın şekerin ne kadar ciddi bir sağlık tehdidi olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. Üstelik şekerin akla hayale gelmeyen yerlerde karşınıza çıkabileceğini de unutmayın. Çok sağlıklı olarak lanse edilen kahvaltılık gevreklerde, endüstriyel olarak hazırlanmış turşularda… Hatta paketlenmiş, işlenmiş gıdaların çoğu şeker içerir.

9. Ülkemizde hayvan yemi olarak GDO’lu yem satışı serbest. Genetiğine müdahale edilmiş yemle beslenen besi hayvanlarından, aynı nedenden dolayı çiftlik balıklarından da uzak durun. Merada yayılmış hayvan eti ve deniz balıkları yiyebilirsiniz. Yani, fıtratına uygun yetiştirilmiş hayvandan gelen kırmızı et, tavuk eti, balık serbest. Fıtratına uygun tavuğun yumurtası da serbest. Yıllardır korkutulduğunuz yumurta mükemmel bir gıdadır.

10. Tüm sakatatlar faydalı ve gereklidir. Ciğer, paça çorbası, kemik suyu diyabet hastalarının öğünlerinde her zaman yer almalıdır.

11. Sızma zeytinyağı serbest ve bol bol tüketilmelidir. Leziz zeytinyağlı yemeklerimiz var. Mevsim sebzeleriyle hazırladığınız tüm zeytinyağlı yemekleri sofranızın başköşesine yerleştirin. Halis tereyağından da korkmayın, bolca tüketin. Asıl korkmanız gereken margarinler! Bir de çiçek yağı ve mısır özü yağı var: Bunların bitkisel kökenli olduklarına bakmayın, üretim süreçlerindeki işlemler yüzünden sağlığa zararlı yağlar arasındalar.

12. Ev yapımı sirke, limon ve zeytinyağı ile hazırladığınız tüm salatalar serbest. Mevsimine göre nane, tere, roka, kırmızı lahana, domates, biber, kereviz… Çeşit öyle fazla ki, farklı sebzelerin, otların bir araya geldiği salatalar hazırlamaya başladıkça engin bir lezzet seçeneğine sahip olduğunuzu fark edeceksiniz.

13. Laktoz içerdiğinden dolayı, diyabet hastaları asla süt içmemelidir.

14. Ev yapımı yoğurt, kefir ve şirden mayasıyla yapılmış peynirler sağlıklı olmak isteyen herkesin diyetinde yer alması gereken besinlerdir ve mayalama işlemi laktozu minimuma indirir. Fakat bu ürünler az da olsa laktoz içerdiğinden dolayı diyabet hastaları için sakıncalı olabilir. Diyabet şikâyetiyle bana başvuran hastalardan bir süre bu gıdalardan uzak durmalarını öneriyorum. Ancak kan şekerlerindeki dalgalanmaları, fırlamaları düzene soktuktan sonra probiyotik zengini bu gıdaları mutlaka tüketmelerini tavsiye ediyorum. Dikkat: Hazır maya ile üretilmiş peynir, kefir ve market yoğurtlarından uzak durmalısınız!

15. Egzersiz anti-diyabetik bir yaşam tarzının olmazsa olmazıdır. Öyle spor salonlarına gidip, sağlığınızı tehlikeye atan ağır egzersiz programlarından bahsetmiyorum. Yürümek en güvenli, en sağlıklı egzersizdir. Günde yarım saatle başlayın ve bir saate çıkarmayı hedefleyin.

16. Diyabet tedavisini besin takviyeleri, bitkisel kürler ve ozon terapisi ile desteklemenin, sürecin başarısını artıran önemli faktörlerden biri olduğu unutulmamalı. Bu konuda uzman doktorlardan yardım almanızı tavsiye ediyorum.

17. Son olarak: Diyabet tedavisi, sıkı kontrol gerektiren bir tedavidir. Mutlaka doktor takibinde kalın ve kullandığınız ilaçları kendi başınıza bırakmaya kalkmayın. Biz kliniğimizde, hastalarımızı her hafta görüyoruz, kan şekerlerini takip ediyoruz ve kontrollü bir şekilde ilaçlardan kurtarıyoruz. Diyabet tedavisi, hasta ile doktorun ortak çalışacağı bir tedavidir.

Bloga dön