İçeriğe atla

Sülfür Etkisi

Sülfür Etkisi
Ümit Aktaş
Ümit Aktaş|27.09.2022
Manav tezgâhlarını brokoli, lahana, kereviz, pırasa gibi kış sebzeleri doldururken sülfür zengini beslenmenin faydalarından bahsetmenin tam zamanı.

Sağlıklı beslenerek kronik hastalıkları önleyebilir, daha kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz.
Mevsiminde yetişmiş sebzelerin, yeşilliklerin içindeki bazı maddelerin sağlık üstündeki etkilerine dair farkındalığınız arttıkça, doğanın bizlere sunduğu bu nimetlerden daha çok faydalanacağınızı umuyorum.
Bugünün konusu ise sülfür…

Sağlık Faydaları

Önemli bir detoks ajanı: Antioksidanların pîri olan glutatyon vücudun doğal detoks mekanizmasının olmazsa olmazıdır. Bu güçlü antioksidan, hücresel enerji üretiminde de rol oynar. Ama vücudunuzda yeteri kadar sülfür yoksa glutatyon da işlevini yerini getiremez.

Beyin sağlığını korur: Alzheimer’ın perde arkasında sülfür yetersizliğinin olabileceğine dair bilimsel bulgular var. Alzheimer hastalığında beyindeki alüminyum birikiminin rol oynadığı, sülfürün ise alüminyumu kendine bağlayarak vücuttan atılmasını sağladığı düşünülecek olursak bu hiç de şaşırtıcı değil. Sülfür yetersizliği daha genç nüfusta da konsantrasyon bozukluğu, zihinsel bulanıklık gibi semptomlarla kendini gösteriyor.

Obezite ve diyabetten korur: Sülfür insülin fonksiyonlarında da önemli rol oynuyor. İnsülin molekülü iki aminoasit zincirinden oluşur ve bu aminoasitler birbirine sülfür köprüsüyle bağlıdır. Yani sülfür olmadan insülin biyolojik aktivitelerini yerine getiremiyor. İnsülin metabolizmasındaki bozuklukların ise fazla kilolara ve tip 2 diyabete zemin hazırladığını biliyoruz.

Eklem dostudur: Sülfür aynı zamanda iyileştirici mineral olarak da bilinir. Eğer sisteminizde yeteri kadar sülfür yoksa kas ve eklem ağrıları çekersiniz. Sülfür takviyesinin halk arasında kireçlenme  olarak bilinen osteoartrit ağrılarını hafifletmekte etkili olduğunu gösteren çalışmalar var. Bu çalışmalardan birinde diz kireçlenmesi sorunu yaşayan hastalara 12 hafta boyunca sülfür takviyesi verilmiş. Bu süre sonunda katılımcıların ağrılarında belirgin bir azalma olduğu görülmüş.

Kanserden korur: Önceki yazılarımdan brokolinin, lahananın içinde bulunan ve kanseri önlemede, kanserle savaşmada tam anlamıyla bir yıldız olan sulfarofan maddesini belki hatırlarsınız. Sulfarofan nedir biliyor musunuz? Bir organosülfür, yani sülfür içeren organik bir bileşendir.

BİR ÖNERİ

Doğal maden suları sağlık için elzem olan mineraller açısından son derece zengin bir kaynaklardır. Diyetinize maden suyu eklemenin akılcı bir sağlık stratejisi olduğunu söyleyebilirim. Ama maden suyunuzu seçerken içeriğinde sülfür bulunmasına özen gösterin.

İlginç Bir Tespit

Gördüğünüz gibi diyetinizdeki sülfür zengini besinleri artırmak için pek çok neden var. Aşağıda sülfür açısından en değerli kaynaklar yer alıyor. Ancak sakın sülfür kaynaklarınızı sebzelerle sınırlamayın. Çünkü tarım arazileri sülfürden yana fakirleştikçe bitkisel sülfür kaynaklarındaki miktar da giderek azalıyor.
Araştırmalar, çok fazla balık tüketen, yani diyetleri omega-3 yağ asitleri açısından son derece zengin olan toplumlarda obezite, diyabet ve kalp hastalıklarının daha az görüldüğünü gösteriyor. Ama bunlar arasında İzlandalılar ayrıcalıklı bir yere sahip. Omega-3 zengini beslenen diğer toplumlarla kıyaslandığında bu hastalıklara İzlanda’da çok daha az rastlanmasını sülfürle ilişkilendiren bilim insanları var. Bu konuda daha çok araştırılma yapılması gerekse de, son derece ilginç ve bir o kadar da akla yatkın bir tespit. Bildiğiniz üzere İzlanda aktif volkanların olduğu bir ada, lavlar sayesinde de adadaki içme suları ve tarım yapılan topraklar sülfür açısından son derece zengin.
Yeri gelmişken her derde deva kemik suyunun harika bir sülfür kaynağı olduğunu belirtmenin tam zamanı. Geleneksel besicilik yöntemleriyle yetiştirilmiş hayvanların iliği bol miktarda sülfür içerir.

DEĞERLİ SÜLFÜR KAYNAKLARI

  • Yumurta
  • Kemik iliği
  • Soğan
  • Sarımsak
  • Pırasa
  • Karnabahar
  • Brokoli
  • Brüksel lahanası
  • Susam
  • Kereviz
  • Kuşkonmaz
  • Rezene
Bloga dön