Çölyak Hastalığı ve Gluten İntoleransı
60 yıl öncesine kadar bilinmeyen bir hastalık olan çölyak hastalığının, son 30 yılda bütün dünyada patladığını biliyor musunuz?
Bu hastalığın nedeni buğday ve bazı diğer tahıllarda bulunan gluten proteininin vücut tarafından sindirilememesidir. Bir çölyak hastasının bağışıklık sistemi gluteni yabancı bir protein olarak algılar. Ve bu hastalar gluten içeren besinler tükettiklerinde bağışıklık sistemleri glutene karşı tepki verir ve bu tepki nedeniyle bağırsakları zarar görür. Zarar görse ne olur demeyin, bağırsaklar vücudun en büyük bağışıklık sistemi organıdır. Bağırsakların zarar görmesi demek, bağışıklık sisteminin bozulması demektir.
Her ne kadar istatistiklere göre nüfusun sadece yüzde birine çölyak teşhisi konmuş olsa da, farklı klinik tablolarla ortaya çıkan gluten intoleransı probleminden muzdarip olan ve tanı konmamış çok sayıda insan var. Yapılan son çalışmalar, Batı toplumlarında gluten intoleransı sıklığının %30’lara kadar çıktığını gösteriyor. Toplumun neredeyse üçte birinde glutene karşı tahammülsüzlük var. Sağlık üstünde ciddi bir tehdit oluşturan bu durumla ilgili yapılan bir araştırma ise, teşhis konmamış gluten intoleransının ölüm riskini ciddi oranda arttırdığını gösteriyor. Gluten intoleransı, sebebi bilinmeyen vücut ağrıları, baş ağrıları, migren, anemi (kansızlık), kısırlık, vücut döküntüleri, otoimmün hastalıklar gibi pek çok farklı tabloyla ortaya çıkabiliyor.
Tahılda Balık Geni
Mayo Clinic tarafından yapılan bir açıklama çölyak hastalığı ve gluten intoleransında gözlenen böylesi bir artışın ancak çevresel faktörlerdeki ciddi bir değişimle açıklanabileceği yolunda. Son 60 yılda genetik olarak değişen insanoğlu olmadığına göre, değişen başka bir şeydi: Değişen buğdaydı! Hem de buğday, artık buğday denemeyecek bir şeye dönüşmüştü!
Yüzlerce yıldır buğday yetiştiricileri daha iyi, daha kaliteli unlu mamüller için buğdayın gluten bölümünü artırmaya yönelik farklı türler arasında melezlemeler yaptılar.
Ancak özellikle 1943’te başlayan “ıslah” çalışmalarından sonra, buğday genine yabancı genler transfer edilerek transgenik buğday yaratılmıştır. Dilerseniz biraz daha açalım: Genetik mühendisliği sayesinde artık yeni tür bir buğday ortaya çıkmıştır. Ve DNA’sına baktığınızda artık o buğday değildir; hatta klasik manada bir bitki bile değildir. Genetiğiyle oynanmış yeni ‘buğdayımızın’ içindeki genlere bakacak olursanız o biraz balık, biraz da küf ve daha birçok şeydir: Buğday hariç her şeydir!
Buğday Değil Organizma
Giderek kalabalıklaşan dünya nüfusunu doyurmak adına -farklı iklim koşullarına dayanıklı, kuraklığa dirençli, daha az tarım ilacı gerektiren, daha kaliteli, daha bol ürün için- yaratıldığı iddia edilen bu yeni buğday ile ilgili son derece rahatsız edici ve korkutucu bulgular var. Çölyak hastalığı ya da gluten intoleransı sadece buzdağının görünen yüzüdür. Bilim adamları, genetiğine müdahale edilmiş buğday yiyen insanoğlunun DNA’sında kimsenin ön göremeyeceği değişiklikler olabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca genetiğine müdahale edilmiş buğday yetiştirirken daha az tarım ilacına ihtiyaç duyulduğu da koca bir yalandan ibaret. Biliyorsunuz artık, transgenik buğdayı yaratan şirketlerle tarım ilaçlarını üreten şirketler aslında aynı şirketler!
Dilerseniz şimdi bu yeni buğday sayesinde giderek artan çölyak hastalığına, gluten intoleransına geri dönelim. Genetik mühendisliği ile yaratılan buğdayın atalarımızın tükettiği buğday ile herhangi bir alakası yok! En basitinden bugün bizim yediğimiz buğday, atalarımızın tükettiğinden yüzlerce kat daha fazla gluten içeriyor. Bu bile tek başına gluten intoleransını tetiklemekte yeterli. Hazımsızlık, iştahsızlık, saç kaybı, halsizlik, depresyon, baş ağrısı, kas spazmları, anemi, sebebi bilinmeyen vücut ağrıları, kısırlık, romatizmal hastalıklar, otoimmün hastalıklar, vitamin yetersizlikleri, vücut döküntüleri gibi semptomlarla kendini gösteren bu klinik tabloyu ciddiye almakta fayda var.
Önemli Bir Not
Bazı arkeolojik bulgular, insanlık tarihinde tahıla dayalı diyete geçişle birlikte ciddi sağlık sorunlarının da ortaya çıktığını işaret ediyor. Yani genetik olarak oynanmış olsun olmasın buğday hiçbir zaman insan sağlığına iyi gelen bir besin maddesi olmadı. Buğdayın en işlenmiş hali olan un tüketimi arttıkça diyabet, obezite gibi sağlık sorunları da katlanarak artıyor.
Uzun lafın kısası, eğer sağlıklı yaşamak istiyorsanız, buğdaydan uzak durun!
Kaynakça:
1. https://www.organicconsumers.org/categories/ge-wheat
2. http://www.nongmoshoppingguide.com/about-gmos.html
3. http://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/food-allergy/in-depth/food-allergies/art-20045949